Sivas Tarihi
Genel olarak dağlık ve yüksek bir plato üzerinde kurulan Sivas'ın arazi yapısının ortalama yüksekliği 1000 metrenin üzerindedir. Dağlar, bu dağlar arasında vadiler, çukurlardan oluşan ovalar ve dağların aşınması ile oluşan yüksek platolar ilin başlıca yüzey şekillerini oluştururlar.
Ülkemizin doğal yapısı itibariyle doğuya doğru gidildikçe rakım yükselir. İl merkezinin batısında yer alan Gemerek, Şarkışla, Yıldızeli, orta kesimlerindeki Merkez ve güneyindeki Kangal ilçeleri aşınma ile düşmüş dağlar ve geniş platolarla kaplıdır.
İl merkezinin doğusunda kalan Hafik, Zara, İmranlı, kuzeyinde kalan Koyulhisar, Suşehri., güneydoğusunda yer alan Gürün ve Divriği'de batı ve orta kesimlere göre çok sarp ve diktir. Geniş alanlar kaplayan sıradağlara, derin 2sarp ve uzun vadilere buralarda rastlanmaktadır. Kızılırmak vadisi boyunca uzanan kıyı düzlükleri ile Suşehri ovası ve Divriği-Palanga düzlüğü dışında, bölgede önemli düzlüğü yoktur. Güç geçit veren yüksek yörelerin kimi kesimleri fundalıklarla kaplı olmakla birlikte buralar genellik bitki örtüsünden yoksundur. Doruklardan vadi tabanlarına batıya doğru yükselti hızla düştüğünden bu çıplak kesimde aşınım çok şiddetlidir.
Sivas; Kızılırmak, Yeşilırmak ve Fırat Nehri'nin oluşturduğu üç vadi arasında yer almaktadır. İl topraklarının büyük bölümü İç Anadolu ikliminin ektisinde olmakla birlikte, Karadeniz ve Doğu Anadolu iklimlerinin de etkisi göz ardı edilemez.
Kuzeyde Kelkit Vadisi, doğuda Köse Dağları'nın bitiminde yer alan Kuruçay Vadisi ve Yaman Dağı, güneyde Kulmaç Dağı, batıda Karababa, Akdağlar ve İncebel Dağları gibi yükseklikler kentin doğal sınırlarını belirler.
Sivas, 35º 50" ve 38º 14" doğu boylamlarıyla 38º 42" ve 40º 16" kuzey enlemleri arasında yer almakta olup, 28.488 km'lik alanıyla toprak genişliği bakımından Türkiye'nin ikinci büyük ilidir.
Sivas'ta ilk yerleşimler MÖ 7000-5000 yıllarına uzanır. Hititlerin yerleşim alanları içerisinde bulunan Sivas, Friglerin, Lidyalıların, Romalıların ve Bizanslıların egemenliğine geçti. Sivas, Roma devrinde Sebasteia adıyla anılmıştır. Birçok kaynakta Sivas adının Sebastia'dan türediği ve kent merkezinin Roma İmparatorluğu devrinde inşa edildiği yazılı kaynaklarda geçmektedir. Kentin ilk kuruluş yeri, bugün kent merkezinde Topraktepe adı verilen yükseltinin üzerinde gelişen, Roma İmparatoru Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan kaledir.
Danişment Beyliği 1071'de Sivas'ı sınırlarına katmıştır. Sultan İzzettin Keykavus,
Sivas'ı 1220 yılında Selçuklu Devleti'nin başkenti yapmıştır. Kent 1256-1343
yılları arasında İlhanlıların egemenliği altında kalmıştır. 1343'te Eretna
Beyliği'nin, 1381'de Kadı Burhanettin Ahmet Devleti'nin merkezi olmuştur. Kent
1398 yılında Osmanlıların egemenliği altına alınır ve "Eyalet-i Rum" adını taşıyan
geniş bir bölgenin eyalet merkezi konumuna gelir.
4 Eylül 1919 tarihinde toplanan Sivas Kongresiyle Cumhuriyetimizin temellerinin
atıldığı şehir olan Sivas, Atatürk ve kongre delegelerini